Her şeyin hep kolay olmasını istedim. Kolay olmasını istememin nedeni ugraşmak istemediğimden veya tembel olmaktan kaynaklı değil. Bir şey yapmak istediğimde arkamdan tutacak hiç bir şeyin olmamasını istiyorum her zaman. Mesela bir şey yapmak istedigimde ‘ama şundan dolayı olmaz’ gibi aklımdan fikirlerin geçmemesini istiyorum hep.
Maddi imkanlarımın her istedigimi yapabilmemi sağlayacabilecek olmasını istiyorum. İsteme derken bir Ferrari istemiyorum. Tamam istiyorum ama dünya üzerinde istediğin şeyleri say deseler herhalde bir Ferrari ilk 50 ye bile girmez. En büyük arzularım hep nedense olduğum anı, olduğum yeri değiştirebilmeyi sağlamak üzerine. Rakı masasında olsun, okulda olsun, işte olsun, evde olsun, barda olsun, sinema da olsun, yurt dışında olsun, Türkiye de olsun, esrar içerken olsun, hep farklı bir yerde olmak istiyorum. Mesela şu anda Madrid’deyim ama ben Floransa’da olmak istiyorum. Floransa’yı hiç görmedim ama şu an orada olmak istiyorum. Dışardayken evde olmak istiyorum, evdeyken dışarda olmak, arkadaşlarlayken kardeşimle olmak, kardeşimleyken arkadaşlarımla olmak istiyorum. Neden böyle hissettiğime dair hiç bir fikrim yok. Sorsanız çok mu kötü bir durumdayım diye. Tam tersine çok güzel bir hayatım var. Her isteğime sorgusuz süalsiz destek çıkan bir annem, gerekli gereksiz her türlü işime kosan bir kardeşim, kötü günlerimde her zaman destek olacaklarını bildiğim çok sayıda dostum var.
Peki, niye hep bir şeyleri değiştirmek istiyorum? Çalıştığım işyerini, evimi, arkadaşlarımı… Kız arkadaşlarımı diyemiyorum çünkü gerçekten çok uzun süredir hoşlandığım bir kızla dogru düzgün bir iletişim kurmadım. Zaten kadın milleti tanışana kadar ilgimi çekiyor, tanıştıktan sonra çok manasız geliyorlar. Aslında sırf kadın milleti için geçerli degil bu, yeni tanıştıgım herkes sıkıcı geliyor. Bunun nedeni acaba benim insanlara karsı sabrımın tükenmesi mi veyainsanlar hep sıkıcıydı da yıllar içinde aralarından 10 15 tane sıkıcı olmayanını buldum, yenilerini bulamıyorum artık ya da cidden çok mu götüm kalktı?